Genel

Yaşamak

Abone Ol


Mevlana’nın söylediği gibi;

‘Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş, rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki, ağlar perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz. Aşırılıktan uzak dur.’

Aşırılıktan uzak durmayı seçmek, başkalarıyla iş birliği yapmak, bir dağ olmak yerine ova olmayı seçmek. Aramak istediğim birisi varsa o beni arasın diye beklememek, saygı ve ahlaki sınırları aşmamak. En büyük düşmanının ego olduğunu unutmamak, hayatı olması gerektiği gibi değil de olduğu gibi kabul etmeyi deneyimlerle öğrenmek. Sevginin sadece bir his olmadığını sözler ve hareketlerle ifade edildiğinin farkında olmak. Güneşi yıldızları sevmek, zorla huzur veremeyeceğimi fakat huzur dolu olabileceğimin farkına varmak. Sessizliğin kalbimi ve zihnimi sakinleştirdiğini bilmek, yoga bilinciyle yaşlanmak, bir otomobil de seyahat ederken uçsuz bucaksız gökyüzüne bakarak huzur bulmak, gün doğarken kalkarak sessizlikte oturmak, az konuşup dikkatle dinlemek, düşündüğüm gibi olmak. Mesleğimi çok ama çok sevmek, kendime inanmaya cüret etmek, eli kalbinde olmayanlardan uzak durmak… Benim için yaşamak bu.

Ben,  bir ağacın en çok güneş ışığı alan yerindeki en çiçekli dallarından biri olmayı seçiyorum kendime. Ağacın diğer dallarını ve çiçeklerini seçen herkese de selam olsun diyorum…