Aydın’ın girilmez denilen adı suçla anılan mahallesi Ilıcabaşı, kentsel dönüşüm, uyuşturucu ticareti ve yoksullukla mücadele ediyor. Bir türlü başlanamayan kentsel dönüşüm ve önünü alamadıkları uyuşturucu bağımlılığı ve ticareti. Öyle ki 11 yaşındaki çocuklar bile ‘torbacı’ dedikleri uyuşturucu işini yapar olmuşlar. Mahalleye gelen zengin, fakir, iş insanı ve ya öğrenci hepsinin ortak noktası uyuşturucu.

En az 60-70 yıllık geçmişe sahip Ilıcabaşı’na ilk göçebe olan Romanlar gelmiş. İlk olarak yaşadıkları çadırlar, zamanla barakalara, gecekondulara dönüşürken Romanlara zamanla Bulgar göçmenleri ekleniş. Ayrımcılık ve önyargıyla sürekli boğuştuklarını belirten mahalle sakinleri devletten para yardımı yerine iş istediklerini ifade ediyor.



POLİS KORKUSU NEDENİYLE KÜÇÜK ÇOCUKLARA UYUŞTURUCU SATTIRMAYA BAŞLAMIŞLAR

Yaklaşık nüfusu 2 bin 500 olan Ilıcabaşı’nın adı son birkaç yıldır uyuşturucuyla anılır hale gelmiş. Mahalleli Roman oldukları için işe alınmadıklarını belirtiyor. Bazı gençlerin ise kolaya kaçtığını ve madde ticareti yapmaya başladığını anlatıyorlar. Sıklaşan polis baskınları nedeniyle artık uyuşturucuyu küçük çocuklara sattırmaya başlamışlar. Her kesimden kullanıcının uğradığı mahallede bu işin ticaretini yapanlar birkaç saat içinde binlerce lira kazanabiliyorlar. Mahalleli ne kadar uğraşsa da bu ticareti engelleyemiyor. Öyle ki haber yapmak için gittiğimiz mahallede kısa bir süre içinde birkaç defa bize uyuşturucu satmak istediler.

Ilıcabaşı dört yıldır kentsel dönüşümü bekliyor. 2013’te başlanmasına karar verilen dönüşüm projesinde henüz bir kazma bile vurulmuş değil. Mahallelinin dönüşümle ilgili korkuları da var. Mahalleyi Kocagür’e taşımak, çok katlı binalar ve kalabalık aileler için küçük daireler olmak üzere birçok tedirginlik var.



MUHTAR ALİM TARIM: ROMAN OLDUĞUMUZ İÇİN İŞ VERMİYORLAR

10-15 yıl önce Romanların durumu iyi olduğunu belirten Ilıcabaşı Mahalle muhtarı Alim Tarım, “Romanlar sepetçilikle uğraşarak para kazanabiliyorlardı. Yavaş yavaş işleri bozulmaya başladı. Çin’den gelen örgü işleri, Menderes havzasının temizlenmesiyle sazlıklara ulaşamaz olduk. Bize karşı önyargı var. İşsiz gençlerimizi işe almıyorlar. Bizim gençlerimiz de işin kolayına kaçıyor. Nasıl kolay para kazanılır; hırsızlık, uyuşturucu. Mahallemizde uyuşturucu kullanımı ve ticareti var. Yok desek yalan olur. Son günlerde durum değişmeye başladı. Yavaş yavaş gençlerimizi işe alıyorlar. Mesela en son Belediye 20 gencimizi işe aldı” dedi.

Mahallede bir türlü başlanamayan kentsel dönüşümden yakınan muhtar Tarım; “Kentsel dönüşümün burada 2013 yılının Mayıs ayında başlaması kararlaştırıldı. Yaklaşık bin beş yüz kişi ve beş yüz hane bu dönüşümden etkilenecek. İlk sene ön fizibilite çalışması yapıldı. Evler gezildi, kaç hane yaşıyor bakıldı. Aydın Büyükşehir Belediyesi topu Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, Bakanlık ta Belediyeye atıyor. Bize projenin tamamını şeffaf bir şekilde sunmuyorlar. Bizi Kocagür Mahallesine taşımak istediler. Taşınmak istemiyoruz. İmza toplayıp itirazımızı belediyeye sunduk. Biz Romanların kültürüne uygun, iki katlı bahçe tipli, sepetçilik işlerini yapabilecekleri evler istiyoruz. Ama siz bizi uzak yerlere atarsanız Aydın terörize olur. Siz bizi daha uzak yerlere atarsanız, bizi dışlarsanız daha kötü şeyler olur” diye konuştu.

Aydın Roman Dernekleri Konfederasyonu Başkanı Abdül Aydeniz, “Aydın’a dışarıdan gelen öğrencilerin aileleri çocuklarını şöyle tembihliyormuş: Ovaeymir, Yeniköy ve Ilıcabaşı’na gitmeyeceksiniz. Bu mahalle öyle girilemez bir yer değil. Sizin bu mahalleye geliş sebebiniz önemeli. Sen uyuşturucu ve hırsızlık için geliyorsan öyle insanlarla karşılaşırsın. Burada sigara, alkol, uyuşturucu kullanmayan bir sürü insan var. Burada birçok kadının eline para versen, git Salı Pazarında alışveriş yap desen yapamaz. Çünkü hiç mahallenin dışına çıkmamış" dedi.



ILICABAŞI’NI ŞİRİNCE GİBİ YAPABİlİRLER

"Aydın turistik bir şehir. Biz kentsel dönüşümle burada apartmanlar istemiyoruz. Burada sepet örerek para kazanan insanlar evlerinin önünde satış yapabilsin istiyoruz. İzmir’de bulunan Şirince veya Nazar Köyü modeli gibi Turizm firmalarını buraya yönlendirelim istiyoruz"

Başkan Aydeniz Romanların devletten para yardımı istemediklerini belirterek, “ Bize balık verme, balık tutmayı öğret. Valilik, belediye bize para vereceğine, pirinç, fasulye yardımı yapacağına iş versin, istihdam yaratsın. Ilıcabaşı belki 80 yıllık bir mahalle Romanlar kalaycılık, elekçilik, bohçacılık, sepetçilik gibi işler yaptığı için konar- göçer yaşamışlar. Burada 1950’li yıllara kadar çadır yaşamı vardı, sazlıktı her yer. İnsanların giyecekleri elbise bile yokmuş. İlk binalar Demirel zamanında 1973 yılında yapıldı. Mahallede Bulgaristan göçmenleri de var. Göçmenler buraya 1989 yılında geldi" diye konuştu.



HER KESİMDEN UYUŞTURUCU ALMAYA GELEN VAR

Muhtar Tarım, “İş istiyorsun Ilıcabaşındansın, Romansın diye vermiyorlar. Bizim insanlarımızın da kendine çeki düzen vermesi lazım. İğneyi önce kendimize batıralım. Romanlar bu işin ayakçısı. Bu işi yapan büyük insanlar geliyor, mahalledeki çocukların eline veriyor uyuşturucuyu sattırıyorlar. Polis çok baskın yaptığı için bu sefer 10- 11 yaşlarındaki küçük çocukları kullanmaya başladılar. 15 yıl önce bu mahalleye yabancı giremezdi. Şimdi giren çıkan belli değil. Yabancılar mahalleye geldiğinde kimse sana neden geldin diye sormaz. Çünkü bilirler ki uyuşturucu almaya gelmiş. Her kesimden uyuşturucu almaya geliyorlar. Zengin, fakir, öğrenci, esnaf, sanayiciler çeşit çeşit insan geliyor” diye ifade eti.

Eski Vali Ömer Faruk Koçak’ın bu işi bitirmek için çok uğraştığını ifade eden Başkan Aydeniz, “Vali Ömer Faruk Koçak mahalleye geldi. Korumasız, makam otosu ve şoförü olmadan. Yanına İl Emniyet Müdürü Rahmi Baştuğ’u alarak kendi kullandığı araçla mahallenin ortasına geldi, durdu. Mahalleliden ayağınıza kadar geldim, lütfen burada uyuşturucu satılmasına izin vermeyin diye ricada bulundu. Ama nafile tabi. Roman vatandaşlarını balık yemeye alıştırdıkları için artık çalışmaz oldular. Niye çalışayım diyor. Uyuşturucu satarak günde 400-500 lira kazanıyorlar. Geçenlerde bir genç, iki buçuk gramına 2 milyar 500 lira verecek bir müşteri için mal almaya gidiyor. Bin 500 lira verip aldığı malı müşteriye 2 milyara satıyor. Bir dakikada bin lira koydu cebine. Sen bu adamı çalıştırabilir misin? Bizim de devletinde karşılıklı adım atması gerekiyor. Dezavantajlı grupların istihdamı için yürüttüğümüz proje kapsamında 130 kişiye istihdam sağladık. Programın açılışına Valiyi, belediye başkanlarını, milletvekillerini davet ettik kimse gelmedi. Biz sonra öğrendik program Ilıcabaşı’nda olduğu için katılmamışlar. Siyasetçiler bizi oy deposu olarak görüyor. Seçim zamanı gelecek ben Romanları seviyorum diyerek oy toplayacaklar. Kentsel dönüşümle buralara çok katlı binalar yapsalar, biz yaşayamayız ki. Düşünün, üstünüzde müzisyen, alt katınızda hurdacı var. Sen o daireyi tutar mısın? Biz kalabalık aileleriz, nasıl sığacağız o küçük yerlere” diye konuştu.



UYUŞTURUCU SATARAK OTURDUĞU YERDEN PARA KAZANIYORLAR

Ilıcabaşı’nda yaşayan 17 yaşındaki Seçil, “Ilıcabaşı’nı şen şakrak, güzel bir yer olarak tanımlıyor. Seçil, “Dışarıdaki insanlar bizden korkuyorlar tanımadıkları için. Madde satıldığı için buradan korkuyorlar.

Ben okuldayken sınıf arkadaşlarım madde satardı. Ailesi madde satan çocuk da onlardan görüp satıyor. Bir insan bir tır kömür indirse yüz lira kazanır. Ama oturduğu yerden uyuşturucu satarak günde bin lira kazanıyor. Mesela ben buralı olamama rağmen mahallede gece yalnız dolaşamam. Uyuşturucuyu satanlar belli oluyor. Akşama kadar yalnız başına bir köşede oturur. Bir sürü yabancı gelir gider yanlarına. Bazen madde almaya gelenleri kovalıyoruz. Okuldan kaçıp uyuşturucu almaya gelen öğrenciler bile var” diye konuştu.

Mahalle sakinleri uyuşturucu illetinden kurtulup daha güzel bir yaşam istiyor. İşte tam bu noktada Devletin el vermesini istiyorlar. Yeni doğacak bebeklerine ve gençliğe uyuçturucu belasının bulaşmaması için yardım istiyorlar. Devletin kendilerini sadece oy pusulası gibi görmemelerini her daim yanımızda olduklarını görmek istediklerini dile getiriyor ve mahallenin uyuşturucu belasından kurtarmak istediklerini ifade ediyorlar. Daha güzel bir yaşam için Emniyet, Belediye ve her kesmin kendilerini dışlamak yerine içlerinden biri gibi davranıp sorunları çözmeye davet ettiklerini dile getiriyor yardım bekliyorlar.

Özel Haber: Güllü Suh