İş adamı traş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir.

Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler. Berber, iş adamının kulağına fısıldar;

-“Bu çocuk var ya, dünyanın en aptal çocuklarından biridir! Bak; dikkat et şimdi…”

Berber çocuğa seslenir:

-“Ali, buraya gel!”.

Bunun üzerine çocuk sakince dükkâna girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar.

Berber iş adamının kulağına sessizce, “bak şimdi” diye fısıldar ve bir elinde 5 TL, diğer elinde 20 TL lik bir banknot olduğu halde çocuğa sorar:

-“Hangisini istiyorsan alabilirsin?”

Çocuk dalgın dalgın bir 5 TL ye bir de 20 TL ye bakar ve sonunda 5 TL lik banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır.

Berber iş adamına döner ve gülerek:

-“Gördün mü? Sana söylemiştim.” der.

Traşı bitince iş adamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali’yi görür. Yanına giderek, neden 20 TL değil de, 5 TL lik banknotu aldığını sorar.

Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir:

-“Hehehe… Eğer 20 TL yi alırsam oyun biter.”

***

Dünya tuhaf bir yer. Her insanın aslında akıllı olduğu, hatta en akıllının kendisi olduğunu düşündüğü bir yaşam alanı… Hâlbuki insanı, diğer canlılardan üstün kılan şey, var olan aklı ile yaptığı iş ve eylemler değil midir?

Yukarıdaki öyküde anlatılan kendini akıllı karşısındakini aptal görme alışkanlığı, herkesi bazen gülünç hale düşürmüyor mu?

Kendini çok akıllı sananların cirit attığı siyasette, aptala yatanların sayısı da az değil. Her dönem başkanlık iştahı ile sahne alanlarında görmesi gereken gerçekleri, başka boyalar ile silip saklamak adet haline geldi. CHP’nin saydamlaşamayan iç yapısı, İlçelerde başkanlık pazarını canlandırırken, bu durumu fark ederek “istemem yan cebim şurada” diyenlerin kazanacakları bir seçim kara tren gibi yaklaşıyor.

Ülke birçok konuda bilinmezleri yaşarken, Mustafa Kemal’i anıp, yaptıklarını hiçe sayan bir anlayışın ana muhalefete hâkim olmaması adına bu defa cesur olunmalı, eldeki aday sayısına değil, dirayetli, cesur, namuslu ve onurlu isimlere fırsat verilmelidir.

Aksi durumda değişen bir şey olmayacağı açıktır.

Bize gelince…

Kahvaltılarda semirip, yemeklerde kemirmekle kendilerini geliştiren ama partiye hiçbir şey vermeyenleri tek tek izleyecek ve gereken haberleri yapacağız.

Yine de değişen bir şey olmazsa aptala yatmaya devam eder miyiz? İşte orası muamma…

Kalın sağlıcakla…

 

Editör: TE Bilişim